6 Ocak 2014 Pazartesi

Bu iş zor yonca!!!

Bu iş zor yonca! İş derken "ikiz büyütmek" i kastediyorum tabiki de. Ama esas zor olan ikiz büyütürken sadece çocuklar arasındaki dengeyi sağlamak değil, ikiz büyütürken çalışmak, karı-koca/sevgili olabilmek, düzgün beslenebilmek, spor yapabilmek, arkadaşlarla sohbet edebilmek, evi temiz ( düzenliden geçtim çoktan) tutabilmek, film izleyebilmek, kitap okuyabilmek, alışveriş yapabilmek ve daha bir sürü şey zor arkadaş! 

Boş vakitlerinde kendin için birşeyler yapabilmek ne büyük bir lüksmüş! Uzun uzun yürüyüşler yapmak, aheste aheste yemek yemek ne büyük bir şansmış. Yanlış anlaşılma olmasın, bunların hepsini yapıyorum esasında kimisini yılda 1-2 kez, kimisini daha sık ama hiçbirini sindire sindire değil. Hepsini bir telaşe içinde, aklım hep doluyken yapabiliiyorum.

Çocuklar ne yiyecek sorunsalı var mesela. Sabah kahvaltısı, öğle ve akşam yemeği, gün içinde atıştıracakları ev yapımı kek ve kurabiyeler. Marketlerden nefret eder oldum zaten, organik peşinde koş, markete gidemezsen aynı ürünü mahalle bakkalından 2 katı fiyata al. Ülkenin bilumum yöresinden internetten sipariş ver, kargo bekle, kargocuyla kavga et, YURTİÇİ KARGODAN NEFRET EDİYORUM!!! 
Ev hanımlığı eskiden böyle miydi, bizim gibi görmemişler mi bu hale getirdi bilmiyorum ama bu iş zor yonca!

Eskiden sabah kalkar işe giderdim, akşama kadar bilgisayar karşısında gelsin çaylar kahveler, müşterilere "aman efendim, sepet efendim, şimdi hallediyoruz" deyip, tedarikçilere mail atardım. En fazla depocuya kızar, yazılımcıya hadi hadi derdim. Akşam eve gelir, yemek sorununu şipşak halleder, hangi filmi izlesek, haftasonu nereye gitsek diye dert edinirdik. Sonra bizi bir kaşıntı tuttu, çocuk yapalım diye. Hadi şunu da yapalım, buraya da gidelim, son bi tatile gidelim derken, 2011 yazında tarihi tatil yaptık. Artık evren mi dersiniz, tanrı mı dersiniz, onun gözüne biraz fazla abarttık herhalde ki, çocuk olayı da abartıya kaçtı. Tüm tatillerden sonra 2012 yılına karnımda iki boncukla girdim.

İyi doğdular ve bizi seçtiler, onlara sevgim, tutkum kelimelerle ifade edilemez ama dengemiz yerle bir oldu arkadaş. Benim anladığım kadarıyla bu arkadaşlar evlenene kadar evde birisi olacak herhalde, e biz bir de akıllanmaz es kaza 3.cüyü falan yapacak olursak evin nüfusu kaça çıkar bilmiyorum. 

Şu anda bakıcı değişikliği sebebiyle annem ve babam da bizdeler. Evin nüfusu 7 kişi, sorsan herkes yardım için burada. Ama evin ne temizliği bitiyor, ne yemeği, ne alışverişi. Sabah kaçtım evden, ne zaman dönerim bilmiyorum ama sürekli aklım evde, ağlıyorlar mı, uyudular mı, yediler mi. Evde duramıyorum, evden çıkamıyorum. Gel 3 yaş, gel! Kreşe başlayacak yaşa gelseler, hep beraber ayrılığı kabullensek biraz... 

Bir de bu yeni gelen bakıcı kız dursa bari, yoksa tam yandık!