17 Eylül 2013 Salı

çocuk istismarına hayır!!!



dün, uzunca bir aradan sonra, bir seminere katıldım. epeydir sosyal medyada #çocukistismarınahayır hashtagi ile paylaşılan bu seminere gidebildiğim için, dinleyebildiğim için çok şanslıyım. aradan fazla zaman geçmeden de aldığım notları buraya yazmaya çalışacağım. fikirdenk tarafından düzenlenen bu etkinlik, unnadonun sponsorluğunda bu kadar çok kişiye ulaşabildi. o yüzden böyle bir şeye ön ayak olup, somut bir adım atan sena baran'a teşekkür ederim. vaktini ve enerjisini böyle bir işe ayırması çok çok değerli.

seminerde 3 konuşmacı vardı, ilki klinik psikolog Pınar Mermer, ki kendisi seminerin yapı taşıydı, tüm konuşma onun verdiği bilgilerin etrafına örüldü. ve iki azimli avukat, Seray Uysal ve Ebru Arayan.

Pınar Hanım, önce kısa bir cinsel eğitim bilgilendirmesi yaptı.
bebekler 5-6 aydan itibaren cinselliklerini keşfetmeye, bezleri açıldığında ellerini cinsel organlarına götürmeye başlarlar. bu aylarda kesinlikle bebeğe karşı çıkılmamalı, onlara sadece "sen değerlisin, senin bedenin özel, senin bedenin değerli" vermeliyiz. 
cinsel eğitimse, gerçek anlamda 3-5 yaşlar arasında başlıyormuş.
çocuklar esas 3-5 yaş arası cinsellik hakkında konuşmaya  başlarlar. kesinlikle onları korkutmamalı, ayıp, günah gibi cevaplar vermemeliyiz. onlara " ne zaman kafanda bir soru olursa gelip bana sorabilirsin " gibi güven verici cevaplarla yaklaşmalıyız. sorularına da, yaşına göre açıklama getirmeliyiz, kısa cevaplar vermeliyiz ve sormadığı sorulara cevap vermemeliyiz. 
Pınar Hanım, birkaç da kitap tavsiyesinde bulundu. " ben nereden geldim serisi - peter mayle ", " mummy never told me - babette cole ", " cinsel bilgiler - epsilon yayınevi ", " growing up stories ".

Cinsel eğitimi kısaca geçtikten sonra, esas konumuz olan cinsel istismara geçtik. Çocuklarda, taciz/tecavüz gibi terimler yerine " istismar " kelimesi kullanılıyor. Çünkü çocuklar kendilerine yapılanı anlayamıyor.

Peki çocuklar cinsel istismara uğrarsa onlara ne olur? Psikolojik olarak nasıl etkilenirler? Pınar hanımın, anlattıklarından aldığım kısa notlara bakalım:

Cinsel istismara uğrayan çocuklarda travma olur, hayatlarının düzeni bozulur. Özgüven eksikliğine yol açar, sınır koyamama, sınırlarını bilememe gibi etkileri olur. Anekrosia yada obezite gibi yeme problemleri ortaya çıkabilir. Travmayla baş edemezler, baş edemeyince de, o travma kişiliklerinin bir parçası haline gelir. Çocukların tüm hayatları boyunca yakın ilişki kurma kapasitelerini mahveder. Anne-babalık işini çok etkiler. İnsanlar genelde travma anında donup kalırlar, eğer kendi çocukları da istismara uğrarsa doğru adım atamaz ve donup kalırlar. 


Potansiyel istismarcı profilleri, servis şoförleri, spor koçlar, dini liderler, akrabalar, eğitimciler vb dir. Pedofiller genelde harekete geçmezler. 

 Çocukların istismara uğrayıp uğramadığı oyun terapisi ile anlaşılır. İstismar hareketlerini oyuncaklarla taklit ederler, istismar anını ya da onu andıran resimler yaparlar. 

Pınar hanım daha sonra travma tepkileri üzerinde durdu. Ancak çocukların bu tepkileri hemen vermeyebileceğini, bir süre sonra ortaya çıkabileceğini belirtti. Bu tepkilerden bazıları aşağıdaki gibi kan donduran cinsten maalesef.

Uyku ve yemek düzeninde gözle görülür değişiklikAlt ıslatmaYalan söylemeKorkuÇığlık atarak uyanma, kabusBazı yetişkinlerle bir araya gelmek istememeÖzgüven eksikliğiTakıntılar başlarAnne-babaya öfke, düşmanlıkOkuldan kaçmaAçıklanamayan morluk, kızarıklıkYürümede, oturmada zorlukCinsel organlarda kızarıklıkİdrar yolları enfeksiyonuYaşından fazla cinsel bilgiCinsel ilişki taklit edici oyunlar

Travma tepkileri gerçekten korkunç, hiçbirimiz çocuğumuzun başına gelmesini istemeyiz, peki çocuğumuzu nasıl koruruz?

Çocuk ne söylerse ona inanmalıyızOnunla açık ve dürüst bir ilişki kurmalıyızÇocuğumuzun teknolojik kullanımını kontrol etmeliyizİyi dokunma/kötü dokunma arasındaki farkı öğretmeliyiz


Ya herşeye rağmen çocuğumuzun başına gelirse? Yeniden Pınar Mermer'e kulak verelim.

Verdiğimiz tepkiler hususunda çok hassas olmalıyızÇocuğu kesinlikle sorgulamamalıyızÇocuğu anlatması için zorlamamalıyızYönlendirici sorular sormamalıyızBahsi geçen kişilere karşı hemen harekete geçmek iyi olmayabilir, çünkü, çocuk tehdit edildiği yada çok sevdiği biri olduğundan dolayı koruma içgüdüsüyle hareket edebilir.Çocuğa güvende olduğunu hissettirmek çok önemli

 Şimdiye kadar yazdıklarım kabus gibiydi. Seminerin ikinci bölümünde avukatların anlattıkları biraz daha kanımızı dondurdu. Hepimiz beynimizde sürekli " ya benim çocuğumun başına gelirse" senaryosunu bin kere kurduk, ama " mağdur " olarak. Peki ya bizim çocuğumuz birine kötülük yaparsa? Bu çok çok daha korkunç birşey bence. Mağdur olan çocuğunu sahiplenmek, onun için mücadele vermek kolay (yani otomatik olarak öyle davranırsınız) ama ya sanık olursa çocuğumuz, zor olan onun arkasında durmak, cezasını onaylamak yada onaylamamak. Aklınız cezasını çeksin derken, kalbinizin dayanamaması. 

Çocuklarımıza hep " senin bedenin özel " i anlatırken, başkalarının bendenlerinin de onlara özel olduğunu anlatmayı unutmamalıyız. Kendilerini korumayı öğretirken, başkalarına saldırmamayı da öğretmemiz gerekir. Anne olmak delilik, ömür boyu incecik bir ipin üstünde her an düşme korkusuyla yürümek gibi birşey. İyisiyle, kötüsüyle sahiplendiğimiz, günahından vebalinden sorumlu olduğumuz evlatlarımız var. Zor.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder